Örf ve Adet Delil Olur Mu? Gelecekte Toplumların Değişen Dinamikleri Üzerine Bir Düşünce Denemesi Ankara’da 28 yaşında bir genç olarak, zaman zaman geçmişle gelecek arasında sıkışıp kalıyorum. Hem teknolojinin hızla gelişen dünyasında, hem de kültürel değerlerimizin içinde var olmaya çalışıyorum. Bazen geleneksel anlayışlar ile yenilikçi fikirlerin çatıştığı bir noktada buluyorum kendimi. Mesela “Örf ve adet delil olur mu?” gibi bir soru sormak, günümüzün hızlı tempolu dünyasında, kültürel miras ve dijitalleşme arasında bir denge kurmak için önemli bir adım. Teknolojinin hızla ilerlediği, toplumsal normların değiştiği bir dünyada, örf ve adetlerimizin gelecekte nasıl bir rol oynayacağını düşünmek oldukça heyecan verici. Örf ve…
Yorum BırakGünlük Fikirler Yazılar
İçsel bir merakla başlamak istiyorum: “Bikarbonat iyonları (HCO₃⁻) nerede bulunur — ve bu basit kimyasal parçacığın varlığı, insan psikolojisindeki tanıdık duygularımız, bilişsel süreçlerimiz veya toplumsal etkileşimlerimiz için metafor olabilir mi?” Bu yazıda, bu soruyu hem bilimsel hem de psikolojik bir mercekten — bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarıyla — incelemek istiyorum. Bikarbonat İyonu: Ne, Nerede? Kimyasal olarak Bikarbonat iyonu (HCO₃⁻), Karbonik asit – bikarbonat tampon sistemi içinde yer alan temel bir anyondur. ([Vikipedi][1]) – Bu iyon insan vücudunda — özellikle kan plazması ve vücut sıvılarında — asit‑baz dengesinin korunmasında kilit bir rol oynar. ([Fiveable][2]) – Aynı zamanda karbondioksit (CO₂) taşınmasında…
Yorum BırakBebek Neden Çığlık Atarak Ağlar? Güç, Meşruiyet ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Analiz İktidarın Zayıf Yansıması: Bebek ve Toplumsal Düzen Bebekler, kelimenin tam anlamıyla “sözcüksüz” bir şekilde, dünyaya gözlerini açar. Onların ağlaması, sadece bir ihtiyaç belirtisi değil, aynı zamanda sosyal bir çağrıdır. Fakat bu çağrı sadece bebekle sınırlı kalmaz; toplumsal yapının her bir bireyi bu çağrıdan farklı şekillerde etkilenir. Her çığlık, bir güç ilişkisini, bir meşruiyet sorununu ve bir toplumsal düzen arayışını yansıtır. Bebek, ilk bakışta güçsüz, pasif bir varlık gibi görünse de aslında daha derin bir toplumsal yapının parçasıdır. Çığlıkları, sadece bedensel bir ihtiyacın dışa vurumu değildir; aynı zamanda…
Yorum BırakBaladın Kızı Kim Osmanlı? – İktidar, Kadınlar ve Toplumsal Yapı Üzerine Bir Siyasi Analiz Güç İlişkileri ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyasal Bilimcinin Perspektifi Siyaset biliminde, güç ilişkileri toplumsal yapıyı şekillendirir, kurumlar ve ideolojiler ise bu gücün sürdürülebilirliğini sağlamaya çalışır. Toplumlar, güç dinamiklerinin, kurumların ve ideolojilerin etkisiyle şekillenirken, bu yapılar her bireyi farklı şekilde etkiler. Osmanlı İmparatorluğu, yaklaşık 600 yıl süren tarihi boyunca, iktidar ilişkileri, toplumsal düzen, vatandaşlık hakları ve cinsiyet rolleri gibi temel soruları sürekli gündemde tutmuştur. Bu bağlamda, “Baladın kızı kim?” sorusu, hem Osmanlı’daki kadınların toplumsal yerini hem de iktidar yapılarındaki yerlerini anlamak adına önemli bir sorgulamayı gündeme…
Yorum BırakBahçedeki Mantarlar ve Edebiyatın Dönüştürücü Gücü: Bir Metinler Arası Çözümleme Bahçede yeşil yaprakların arasında beliren mantarlar, doğanın bilinçaltına açılan bir kapı gibi karşımıza çıkar. Gözle görünmeyen, ama bir o kadar da etkili varlıklarıyla, sadece toprakla değil, insan zihniyle de derin bir bağ kurarlar. Edebiyat da bu mantarlar gibi, görünmeyen ama güçlü bir etkiye sahiptir. Bu yazı, bahçedeki mantarların yok edilmesinin edebiyat perspektifinden nasıl ele alınabileceğine dair bir çözümleme sunacak. Sadece bitkiler ve toprakla değil, aynı zamanda anlatıların ve sembollerin büyülü dünyasında da yolculuğa çıkacağız. Edebiyat, bir bakıma bahçemizdeki istenmeyen mantarları temizlemenin, zihnimizi arındırmanın bir aracı olabilir mi? Mantarlara Dair: Metinler…
Yorum BırakAgonist Kas Ne Demek? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimenin Gücü ve Anlatının Dönüştürücü Etkisi: Bir Edebiyatçının Girişi Kelimelerin gücü, bir yazarın en keskin silahıdır. Anlatıların içinde kaybolduğumuzda, bir kelimenin veya terimin içindeki anlamı keşfetmek, bazen bir öyküyü, bazen de bir hayatı dönüştürebilir. Edebiyat, yalnızca kelimelerle yapılan bir oyun değil, aynı zamanda bu kelimelerin taşıdığı derin anlamlarla bir içsel yolculuğa çıkmaktır. Bu yolculuk bazen bizi fiziksel dünyaya, bazen ise hayal gücümüzün sınırsız alanına götürür. Ancak bugün, kelimelerden değil de bedenin, kasların ve hareketin dilinden bahsedeceğiz. Agonist kas terimi, anatomi ve fizyoloji dünyasında sıklıkla karşımıza çıkar, ancak bu kavram, bir anlatıdaki karakterlerin…
Yorum BırakAsker Kaçağı Cezası Ödenmezse Ne Olur? Asker kaçağı olmanın aslında ne kadar “kahramanca” olduğunu düşünenlerin sayısının arttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunu bir “özgürlük mücadelesi” ya da “sisteme karşı duruş” olarak savunanlar olsa da, gerçeğe bakıldığında bu, devletle ciddi bir hukuk mücadelesine girişmek anlamına gelir. Peki, asker kaçağı cezası ödenmezse ne olur? Hadi gelin, bunu hem güçlü yönleriyle hem de zayıf noktalarıyla masaya yatıralım. Asker Kaçağı Olmanın Temel Cezaları İlk olarak, asker kaçağının cezasını ödememek, ciddi sonuçlara yol açar. Yani sadece “polis kapımı çalar mı, ceza alır mıyım” gibi basit sorularla işin içinden çıkılamaz. Asker kaçağı olarak, ülkenin askerlik yasalarına karşı gelmiş…
Yorum Bırak, 2024’ün ortasında basında çıkan “2024 Jandarma Genel Komutanı kim oldu?” sorusuna takıldım. Askerî kadrodaki değişikliklerin, devletin güvenlik düzeni, kurum içi koordinasyon ve toplumsal algı üzerindeki etkilerini düşünüyorum. Bu yazıda hem rakamsal gerçeğe hem de kendi düşüncelerime dayanarak, yeni komutanın kim olduğunu, geçmişini ve neden önemli olduğunu anlatmaya çalışacağım. 2024 Jandarma Genel Komutanı Kim Oldu? 16 Ağustos 2024 tarihli kararnameyle, Ali Çardakçı, Jandarma Genel Komutanlığı’nın yeni Genel Komutanı olarak atandı. ([EMLAK 365][1]) Bu atama,…
Yorum BırakZaruret Hakkı: Antropolojik Bir Perspektifle Kültürler Arası Bir Keşif Ritüeller, Semboller ve Kimlikler Üzerinden Zaruret Hakkının Derinliklerine Yolculuk Kültürlerin çeşitliliğine duyduğumuz merak, insanlık tarihinin en temel keşiflerinden biri olarak karşımıza çıkar. Antropologlar olarak, farklı toplulukların yaşam biçimlerini, değerlerini ve inançlarını anlamaya çalışırken, bazen modern hukukun kavramları bile farklı kültürel bağlamlarda yeniden şekillenir. İşte bu yazıda, zaruret hakkı kavramını, insanların hayatta kalma mücadelesinde nasıl şekillendiği ve toplumların bunu nasıl benimsediği üzerinden keşfedeceğiz. Zaruret hakkı, hemen her kültürde, insan yaşamının en temel gereklilikleri ile ilişkili bir kavram olarak kendini gösterir. Ancak bu kavram, her toplumda farklı biçimlerde tezahür eder. İnsanlar, mecburiyetler karşısında…
Yorum BırakRengin Kürt İsmi Mi? Felsefi Bir Tartışma Bir filozof olarak, her kelimenin, her ismin ardında bir anlam ve bağlam yattığını düşündüğümde, “Rengin” adı hakkında sormamız gereken ilk soru, sadece bu ismin dilsel veya kültürel kökeniyle ilgili değil, daha derin bir felsefi sorgulama içeriyor. Etik, epistemoloji ve ontoloji perspektiflerinden bakıldığında, bir ismin ait olduğu kimlik, sadece biyolojik veya kültürel bir durumun ötesinde, kişinin varoluşunu ve dünyayla olan ilişkisinin bir yansıması olabilir. Peki, “Rengin” bir Kürt ismi mi? Bu soru sadece dilsel bir sorgulama olmanın çok ötesinde, kimlik, kültür ve toplumsal etkileşimle ilgili derin bir felsefi meseleyi içeriyor. Etik Perspektiften Kimlik ve…
Yorum Bırak